Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi (KSBÜ) Tıp Fakültesi bünyesindeki Araştırma Laboratuvarı Uygulama ve Araştırma Merkezi (KUYAM), bağırsak hastalıkları tedavisinde çığır açacak bir gelişmeye imza attı. TÜSEB desteğiyle yürütülen 3 yıllık bir araştırmanın ürünü olan "BOROBİYOTA", bor mineralinin gücünü kullanarak bağırsak sağlığını hedefliyor. Bu yenilikçi ürün, hem fonksiyonel gıda hem de sağlıkta yenilikçi ürün olarak kullanılması hedefleniyor. Ürünle ilgili 3 uluslararası bilimsel makale yayımlandı ve patent başvurusu yapıldı. KUYAM'da hücre kültürü, preklinik ve hayvansal deney çalışmalarıyla desteklenen bu gelişme, Türkiye'nin sağlık alanındaki AR-GE gücünü bir kez daha ortaya koyuyor. Projenin başarısı, yerli ve milli kaynakların sağlık alanındaki etkinliğinin altını çiziyor.

Bor Minerali ve Bağırsak Sağlığı

KUYAM Koordinatörü Doç. Dr. Fatih Kar, Kütahya'nın zengin bor madeni rezervlerine sahip olmasının bu çalışmaya olanak sağladığını vurguluyor. Araştırma, bağırsak sağlığının bozulmasının, bağırsak florasındaki faydalı bakterilerin azalmasıyla doğrudan ilişkili olduğunu gösterdi. Bu durum, sadece bağırsak sorunlarını değil, Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkları da tetikleyebiliyor. Çalışma ekibi, bor mineralinin faydalı bakterilerin sayısını artırarak bağırsak sağlığını iyileştirdiğini ve hatta nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde etkili olduğunu tespit etti. Hem deneysel hem de hücre kültürü çalışmaları bu bulguları destekliyor. Hayvan deneylerindeki olumlu sonuçlar, "BOROBİYOTA"nın büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.

BOROBİYOTA: Yenilikçi Bir Tedavi Yöntemi

"BOROBİYOTA"nın geliştirilmesi, Türkiye'de bor kullanılarak yapılan sınırlı sayıda çalışmadan biri olarak öne çıkıyor. Araştırmacılar, milyonlarca bakteriyi içeren bağırsak mikrobiyomunun detaylı analizini yaparak, bor mineralinin faydalı bakterilerin çoğalmasını nasıl desteklediğini ortaya koydular. Bu özgün yaklaşım, "BOROBİYOTA"yı benzersiz kılıyor. Projenin patent başvurusunun yapılmış olması, ürünün gelecekteki ticarileşmesi için önemli bir adım. Bu çalışma, 10 kişilik bir ekip tarafından yürütüldü ve yerli ve milli kaynaklarla desteklenen bir başarı örneği olarak gösteriliyor.

Yerli ve Milli Bir Başarı

Doç. Dr. Kar, "Bor üzerinde yaptığımız çalışmalarımızla ülkemize katkı sağlamayı hedefliyoruz" diyerek, projenin ulusal önemini vurguluyor. Araştırmacılar, bor mineralinin ülkemizdeki zengin rezervlerini kullanarak, hem bağırsak sağlığını iyileştirmeyi hem de nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde yeni bir sayfa açmayı amaçlıyor. "BOROBİYOTA"nın başarılı sonuçları, gelecekte bağırsak sağlığı ve ilgili nörolojik hastalıkların tedavisinde yeni standartlar belirleyebilir. Bu proje aynı zamanda, Türkiye'nin sağlık alanındaki AR-GE çalışmalarına olan yatırımlarının meyvelerini verdiğini gösteriyor.